MİSYONERLER VE
OSMANLI
OSMANLI’NIN İYİ
NİYETİ: GALATASARAY OKULU
Osmanlı
kavramı, uluslar arası eşitliği anlatan ve bu eşitlik içinde imparatorluğun
bütünlüğünü savunan bir ideoloji haline dönüştürülmek istenmişti. İşte
Galatasaray bu hayalin okuluydu.
Osmanlılık
fikrini uygulama sahası olarak açılan bu okul
15 mart 1867 den 1877 yılına kadar Türk ve Müslümanlardan ziyade
Gayrimüslimlerin işine yaramış militan
yetiştirmiştir.
13.01.1887
tarihinden 10.12.1887 tarihleri arasında, Galatasaray’da müdür olarak görev
yapan Ali Süavi (tarihlere ihtilalci olarak geçen) Suavi, Galatasaray Lisesi raporunda diyor ki.
“Mektebi Sultani’ye tayin
olduğum tarihte 162 müslüman, 377 gayrimüslim öğrenci vardı
94 Ermeni’den tam ücret veren 1 kişi dahi yoktu 122 Rum dan yalnız 1
öğrenci tam ücret veriyordu. Bunlara
karşılık 16 müslüman tam ücret veriyordu. Okul nizamnamesine göre maddi gücü
olmayanlara bir lütuf olarak verilen paradan, yalnız Osmanlı tabasının
faydalanması gerekirken bu haklardan 4 Moskof, 16 Fransız, 8 İtalyan ve 2 Yunan
tebaası faydalanıyordu”
Ali Süavi’nin bu
raporuna göre 1876 da Filibe ve İslimiye Sancakları’nda çıkan isyanın
liderliğini yapan Bulgarlar, Galatasaray talebesi idi. İslam köylerini yakan Kaplişko,
Galatasaray öğrencisiydi. Silahlı eşkıyalıktan tutuklanıp mahkûm edilen Vançof
ve Sayarof hükümlü iken Bab-ı Ali tarafından meccanen (parasız) Galatasaray’a alınmış
bunlar Rus askeri Tuna’yı geçtiğinde ayarttıkları diğer Bulgar talebeleriyle
birlikte Rus ordusuna iltihak etmişlerdi.
Okulun
Öğretmenlerinden Çakmov, Rus sefiri İgnatiyev tarafından okula sokulmuş,
derslerde açıkça Osmanlı aleyhinde konuşmuştu. Bir diğer öğretmen Taşankof, Rus
Devleti tarafından mektebe sokulmuş ve geçen Bulgar vakasında Londra’ya gidip
Türkiye aleyhinde mitingler düzenlemiş, bu hizmetlerinden dolayı Ruslar onu
vali yapmışlardı.
Fransız asıllı
Coğrafya öğretmeni Senove’nin, harp ilan olduğu sırada Rus sefareti tercümanı
Ganov ile muhbirlik mukavelesi yaptığı Zaptiye Müşiriyeti tarafından tespit
edilmişti. Bulgarca Öğretmeni Mihalofski ve üç Bulgar yardımcısı sürekli olarak
tahrikat yapıyordu(hakaret etme,hor görme,küçük görme)
20.’nci asrın
başlarında misyoner teşkilatlarının eğitim gücü gerçekten ürkütücü boyutlara
ulaştı. World Atlas Of The Chirstian Mission, bu gücü şöyle açıklıyor:
“Osmanlı topraklarında 6 bin
okulda 60.000 öğrenci, yüz yıllardır koruması altında yaşadıkları Osmanlı Devleti’ni
yıkmak için yetiştirilmektedir. Türkiye’de çalışmaya başlayan Amerikan Board’un Osmanlı topraklarında 7
üniversite ,43 Yüksek okulu ,417 normal okulu, 5 papaz kurumu vardır .
Board misyonerleri Beyrut üniversitesi
dâhil Ortadoğu’daki farklı bir yapıda 188 kuruma sahiptir. Fransızların 560, İngilizlerin
50 müesseseleri vardır.”
Mustafa Ergün, Eberhard’a dayanarak 1.Dünya Savaşı
öncesinde Osmanlı topraklarındaki yabancı okullar hakkında şu rakamları verir.
Ülke Okul sayısı Öğrenci sayısı
Fransa
530 54.000
ABD
273
18.000
İngiltere
126
10.000
Rusya 105 12.000
İtalya
67
5.000
Almanya
23
3.000
Ahmet Ağaoğlu
hak gazetesi’ndeki yazısında 1912 yılı için Osmanlı İmparatorluğu’nda
yabancıların 10 u yüksek, 46 sı idadi 1450’si iptidai olmak üzere 1506 okula
sahip olduklrını bildirirse de bir başka kaynak bu sayıyı 4600 okul olarak vermektedir. S-190-191
HALKA SİLAH
DAĞITAN ÖĞRETMENLER
Anadolu Genel
ıslahat Müfettişi Şakir Paşa 1898 tarili raporunda, Gayrimüslim tebaa
çocuklarının eğitim yoluyla ve ailelerine yardım edilmesi suretiyle Osmanlı Devleti
aleyhine zehirlendiğinden ve bu okullarda memleketin ve hükümetin çıkarlarına
aykırı amaç güdüldüğünden yakınmaktadır .
Yıldız
arşivi’nde bulunan bir belgeden ise Protestan koleji öğretmenlerinin
Merzifon’daki gayrimüslim halka silah dağıttıkları öğrenilmektedir, ancak bu
belge konusunda tek örnek değildir. Rum Pontus örgütlenmesinin yanısıra ermeni Hınçak
teşkilatlanması da uzun yıllar Merzifon Amerikan Koleji’nden idare edilmiştir.
Geçmişte Şakir
Paşa’nın raporuna dahi kulak asmayan Osmanlı bürokratları, Acıdır ki okul müdürünün bu itiraflarına
rağmen Türk gençliğini, Türk milli kültürü atmosferinde yetiştirmekle görevli
olan bazı Milli Eğitim Bakanları tarafından da savunulmuştur.
Mesela, 1 Eylül
1943 te Galatasaray Lisesini ziyaret eden dönemin Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali
Yücel şöyle diyecektir. “Bu okul maarifimiz için örnek olacaktır.”
Milli Eğitim
Bakanlığı Müsteşarlarından İhsan Sungu’nun değerlendirmesi şöyledir.
“Türk toplum hayatının yenileşmesinde,
garp kültürünün, garp zihniyetinin memleketimize girmesinde ve yayılmasında bu
okul en büyük amillerden biri oldu.”
Milli Eğitim
bakanlığı ve Müsteşarı gibi bir makama gelmiş
batı hayranı Jön Türklerin kalıntıları
Okulun geçmişini bilmeyecek kadar eğitimsiz ve bilgiden yoksun övgü yağdırıyorlar.
Hıristiyanlığın
en büyük rakibi Müslümanlıktır. Müslümanların en küvetlisi Türkiye’dir. Bu
hükümeti ve memleketi devirmek için Ermeni ve Rum dostlarımızı terk etmemeliyiz.
Hırıstiyanlık için Ermeni ve Rum dostlarımız tarafından o kadar kan feda edildi
ki, onlardan birçoğu İslamlara karşı mücadelede şehit oldular. (George E.Wihite
Merzifon Amerikan Koleji Müdürü)
Dünyada
herkesten önce ezmek istediğim iki güç İspanya ve Türkiye’dir. Türkleri egemen
konumdan çıkarmak için umut yoktur. Bunun bir nedeni ırksal, bir nedeni dinsel dir.
Türkler hırıstiyanlaştırılmadıkca kurtuluş yoktur. (Thedor Roosevelt1858–1919
26.Amerikan Başkanı)
Derleyen Araştırmacı: Fahrettin SARAÇ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder