İSKENDERUNDA MİSYONER OKULLARI
MİSYONERLER VE OSMANLI
KATRANI KAYNATIRSIN OLURMU ŞEKER NE YAPARSAN YAP İNSANLAR ASLINA ÇEKER
Misyoner teşkilatının iç yüzünü bilmeyen müstemleke halkının esaretten kurtulması şöyle dursun ,bu teşkilata kayıtsız kalan müstakil milletlerin bile geleceği tehdit altındadır.
KAZIM KARABEKİR
Tarsus Amerikan koleji misyoner mektebiydi .Her gün İncil okuturlardı. kiliseye götürürlerdi. Biz müslüman insanız,Ben isyan ediyordum.
Kasım gülek - 5 ocak 1986-Milliyet
Osmanlı devleti Türk ırkının evlatları tarafından kurulmuş ,Türk çocuklarının Bitmez tükenmez savaşlarda kanıyla yüceltilmişti. Külfet Türkler’in omuzlarına yükleniyordu ama nimet devşirmeler ve azınlıklar tarafından paylaşılıyordu.Bu sebeple Türkler fakir, azınlıklar zengindiler.Ve zenginlikleri ölçüsünde cür’etkar,zenginlikleri ölçüsünde haindiler. Türk Devletinin Mukaddes çatısı altına sığınan ,bu kansız ve vicdansız beslemeler arasında dini,milli,ahlaki,hatta insani hiçbir irtibat yoktu .onlar sömürdükce devlet küçüldü,Devlet küçüldükçe onlar sömürdüler.
Necdet sevinç’liden alıntılar. 3.bas. Milenyum yayınlarıS-218
Osmanlı devrinde gayr-i Müslimleri himaye etmek “Din-i İslamiye ,Kavanin-i Osmaniye ve anat-ı milliye icabı”idi.(gelenekler icabı)
Kanuni gibi üç kıtaya hükmetmişbir Türk Hükümdarı isteseydi ,Bütün Ermenilerin, Rumların, Yahudilerin adlarınıdeğiştirir,kiliselerini de camiye çevirirdi.
Kanuni devrinde tanzim edilen deftere Ermeniler tek,tek Ermenice isimleriyle kaydedilmiştir.Hatta MaraşKanunnamesi Ermenilerin imtiyazlı bir toplum olduğunu ortaya koymaktadır.
Hırsızlık ve gasbla ilgili maddede: “eğer yoldan geçerken zulümle yoğurt,ekmek,alsa meyve koparsa ağaç başına bir akçe alına ,kafirden dahi nıs’ı(yarısı)alına “denmektedir Görüldüğü gibi ayni suçtan gayr-i müslüme verilen ceza müslümanın cezasının yarısıdır. Alınan vergilerde müslümandan alınan verginin yarısıdır.
Osmanlı devlet anlayışı ve teorideki bu anlayışın bölgede uygulanabilmiş olması neticesindedir ki farklı kimliklere, farklı aidiyetlere mensup topluluklar, asırlar boyu bir arada dostça ve“Osmanlı kimliği” altında yaşamışlar ve arkalarında çok zengin bir kültür bırakmışlardır.
bu kadar iyi niyetlere karşılık:
Doktor ve eczacı Rumlar Türk hastaları ,bilhassa kimsesiz hastaları zehirleyip öldürecek ,kör,sağır,sakat ederek safdışı bırakmaya çalışacaktır. “Türk mamulatının çürüklerini yapıp türk müesseselerini iflasa sürüklemek milli bir vazifedir.”
“Bir rum okulunda elegeçirilen programdan”
. İşte Osmanlı ,özellikle 19. yüzyılın ortalarından itibaren yarı sömürgeleşme sürecine girecektir.
Bu nedenlerle,Batılı emperyalist güçleri, Doğu’da kendilerine yarı sömürge ya da sömürgeleştirebilecekleri yerler arıyorlardı.
Osmanlı ülkesi sınırları içinde de özellikle stratejik konuma sahip, dinsel merkezler ya da enerji kaynaklarına sahip Ortadoğu kentleri önemli idi.
Batı için İskenderun’da böyle idi. Bir yandan önemli ana ticaret noktalarıüzerinde bulunması, diğer yandan da içinde belli oranlarda farklı milletlerden, dinlerden insanları barındırması ilgilerini çekiyordu.
özellikle Fransa, İngiltere gibi sömürgeci devletlerin ilgisini üzerine çekmekteydi.Bu açıdan baktığımızda başta Fransa, İngiltere, Avusturya, Amerika, Portekiz olmak üzere İsveç, Rusya, Prusya, İspanya, Danimarka, İtalya, Belçika, Almanya, Felemenk,Küba, Yunanistan ve Sırbistan gibi birçok Batılı ülkenin 19. yüzyıl boyunca İskenderunda konsolosluklar açtığı, kendi dil ve kültürlerini yaymak adına da kilise,manastır ve okullar kurdukları gözden kaçmamaktadır.
Bu yazıda dikkati çeken bir husus, din adamlarının kendi adları ile okullar açmış olmalarıdır. Bu da yukarıda söz ettiğimiz rahip, haham gibi din adamlarının misyonerlik faaliyetleri ile ilişkilendirilebilir. Batılıülkeler Bu okullar ve diğer kurumlar sayesindedir ki, bölge halkı üzerinde etkin bir siyaset izleyebilmişlerdir.
Ayni Misyoner kadro İskenderun’da faaliyetlerini sürdürmüş İskenderun’dan ayrı Arap vatandaşlarımızın bulunduğu semtlere okullar açmışlardır. Karahüseyinlide,Sakıtta Akçay’da Aşkarbeyli’de okul yoktur.
Türk’lerin hırıstiyanlaştırılması ,bu mümkün olmazsa çeşitli Osmanlı azınlıklarınıProtestanlaştırıp ,bu poretastan kitleyi kullanarak Osmanlı Devleti üzerindeki kültürel ve siyasi hedeflerine ulaşmak için Malta’daki matbaayıdevreye soktular
Temuz 1822 de faaliyete geçen bu matbaa ,4,5 yılda 8 milyon sayfaya yakın baskıyaptı.1824 ve 1827 ‘de daha güçlü makinalarla takviye edilen matbaada 1830 yılından itibaren ermeni harfleriyle Türkçe kitaplar basılmasına karar verildi.ermeni harfli ilkTürkçe İncil de (Ahd-i Cedit) ayni yıl basıldı ( Uygur kocabaşoğlus-s.48)
Amerikan board’un matbaası İzmirde faaliyet gösterdiği 20 yıl içinde toplam 20 milyon sayfayı aşan 200 kadar kitap basmıştı. Bu rakamların ne mana ifade ettiğini anlamak için İbrahim Müteferrika’dan yani 1729 ‘dan 1839 ‘a kadar bizde basılan kitap sayısının 500’ü geçmediğini hatırlamak gerekir
1853’de İstanbul’a nakledilen matbaada çeşitli Osmanlı azınlıklarını ,Osmanlı devletine karşı biraz daha kışkırtmak için aylık ve haftalık dergiler çıkarmağa başlandı. (Uygur kocabaşoğlu
İSKENDERUNDA MİSYONERLER
Bölgemizde misyoner okuları
Arsuz Nahiyesi İptidai Mektebi Akçalı(Ağcalı)
1314–1317: 1 Muallim, 40 Talebe. (1896-1900)
1318–1320: 1 Muallim, 25 Talebe. (1901-1903)
1321–1322: 1 Muallim. (1904-1905)
1323–1324: 1 Muallim, 24 Talebe. (1906-1907)
1326: 1 Muallim, 45 Talebe. (1909-
Özcüler (Alahop) (Gözcüler)Köyüİptidai Mektebi
1314–1317: 1 Muallim, 30 Talebe. ( 1896-1900)
1318–1320: 1 Muallim, 35 Talebe. ( 1901-1903)
1321–1322: 1 Muallim. (1904-1905)
1323–1324: 1 Muallim, 23 Talebe. (1906-1907
1326: 1 Muallim, 35 Talebe. 1909-
Kiliseönü Köyü İptidai Mektebi
1314–1320: 1 Muallim, 20 Talebe.
1321–1322: 1 Muallim.
1323–1326: 1 Muallim, 22 Talebe.
Karaağaç Köyü İptidai Mektebi
1318: 1 Muallim, 40 Talebe.
1319–1320: 1 Muallim, 20 Talebe.
1321–1322: 1 Muallim.
1323–1324: 1 Muallim, 25 Talebe.
Gayrimüslim Okulları (1323-1324) (1906-1907
Sıra No
|
Mektebin Adı
|
Cinsi
|
Talebe
Sayısı
|
Muallimin Adı
|
1
|
Rum Ortodoks Mektebi
|
Erkek
|
98
|
Corci Efendi
|
2
|
Ermeni Ortodoks Mektebi
|
Erkek
|
82
|
İskender Efendi
|
3
|
Ermeni Ortodoks Mektebi
|
Kız
|
41
|
İskender Efendi
|
4
|
Kartisli(Fartıslı)Köyü Ermeni Protestan Mektebi
|
Erkek
|
25
|
Osip Efendi
|
Gayrimüslim Okulları (1326) 1909-
Sıra No
|
Mektebin Adı
|
Cinsi
|
Talebe
Sayısı
|
Muallimin Adı
|
1
|
Rum Ortodoks Mektebi
|
Erkek
|
102
|
Corci Efendi
|
2
|
Ermeni Ortodoks Mektebi
|
Erkek
|
85
|
İskender Efendi
|
3
|
Ermeni Ortodoks Mektebi
|
Kız
|
35
|
İskender Efendi
|
4
|
Kartisli (Fartıslı)Köyü Ermeni Protestan Mektebi
|
Erkek
|
30
|
Osip Efendi
|
1310-(1893 )tarihli Halep Vilayet Salnamesinde İskenderun hane sayısı:550
1326 tarihli Halep Vilayet Salnamesi, s,275.
.Osmanlı’nın, misyonerler için zamanında kayıtsız kaldığını dikkate alırsak günümüzde başımıza ne geliyorsa sebebi Osmanlıdır. Devşirmelere ,gayrimüslümlere benim sadık milletim diyerek öz kendiırkdaşları olan Türkmen ,Yörük,Avşar gibi soydaşlarını üvey evlat
gibi gören idraki bi-idrak (Akılsız Türkler )diyen Osmanlının ,Şam ziyaretimde de Osmanlıtorunlarının yattığı Şamdaki mezarlarına uğradığımda fatiha okumadım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder