GADİR HUM BAYRAMI


Gadir Hum Bayramı


01-11-2012 Perşembe günü ,sabah dokuzda Gelişim Hastanesi morgunda yatan rahmetli Binbay’a giderken yolumun üstünde bulunan ziyaretlerin dolup taştığını gördüm .

Her yıl gördüğüm bu kalabalıktaki dayanışma hoş görüyü merak ederek araştırma ihtiyacı duymuştum. Zira birkaç gün önce kurban bayramında yine ayni kalabalıkta kurbanımızı kesmiştik ,kısa bir arayla ikinci bayram mı kutlanıyordu?

1940 yılında Midhat Paşa ilk okulunda okuduğum kırk kişilik sınıfta otuzbeş kişi Yenişehir mahallesinin alevi kesiminden arkadaşlarımdı. Ayrıca İskenderun Sanat okulundaki arkadaşlarımın bir kısmı da alevi kökenliydi . O yıllarda İskenderun nüfusu azşehirde fazla göç olmadığından ,Alevi Sünni diye aramıza girip nifak tohumu sokanlar yoktu. Hepsiyle can ciğer anlaşır biribirlerimize saygılıydık .

Uzun yıllar İskenderun Ticaret odasındaki arkadaşlarımın çoğu da ayni kesimdendir hala bu sevgi ve saygımız devam etmektedir. Okul yıllarında biribirinden güzel samimi saygılı arkadaşlarımdan hatırladıklarım ZekiTalat pekmezci, Hilal ve Ahmet Şanlı,Münif Uysal, Nezir Nurlu, Halil Cihnioğlu, İbrahim Dur, Fuat Tekgöz, Bedi Çağsar, Selim Kırpıcı, Hasan Mazmancı, Davut Karaali, Ahmet Şanlı-2, Adil Ergüven, Tevfik Çığ, Cemil Demirci, Şahap Kuran, bunlardan hayatta birkaç kişi kalmıştır, ölenlere Allah rahmet eylesin kalan arkadaşlarımın Gadir Hum Bayram’larını kutlar daha nice bayramlara erişmelerini dilerim.

Gadir Hum Nedir:Nuseyrilerin inanç sisteminde insanları birbirine bağlayan tek güç sevgidir. Bu sevgi de Ali’den kaynaklanır. Onlara göre, Ali tanrısal bir varlıktır. Âdem’den beri bütün peygamberlerde görünen ve onlara kişilik kazandıran, Gadir Bayramı inancıyla doğrudan ilgilidir. Gadir Bayramı tarihi her yıl değişmekle birlikte 2000 yılında 22-23 Mart’tır(Hicri18 Zilhicce)

Her yıl Zilhicce ayının18’inde Gadir Hum olayının gerçekleştiği gün çok önemlidir. Hz.Ali’nin tanrılık vasıflarının Hz.Muhammed tarafından ilan edildiği gün olarak kabul edilir. O gün ölen ,cennete gider. Bu yüzden, baryamı yapan ev dışında hiçbir yerde ateş yakılmaz ,iş yapılmaz .Ticari amaçlı olarak araba tekerleği bile döndürülmez. Bütün Alevi esnaf kepenklerini indirir. Öteki inançlardan esnafların çoğu da saygıdan dolayı o gün iş yapmazlar. Kısacası bir gün süreyle hayat durur, tatil yapılır Hatayda .Gadir Bayramı Nuseyriler tarafından en çok tutulan bayramdır. Bu bayramı bir mahallede bile çok sayıda aile ayni gün içinde kutlayabilmektedir. Bu durumda namaz vakitleri farklı saatlere denk getirilir.

Gadir bayramı’nın hazırlık aşamasında 2-3 hafta önceden kurbanlık hayvan seçilir ve buğday hazırlanır . Bir gün önce ev temizliği yapılır. Her şey yıkanır ve bir tarafa yığılır. Bayramdan önce tekrar serilir. Kap kazanlar kalaylanır, gerekli yiyecekler satın alınır, tandır için odun temin edilir. Bayramda yardım edecek komşu erkek ve kadınlara önceden haber verilir. Boy abdesti olmayan hizmet edemez. Bayramlarda deliler, çocuklar ve Nuseyri olmayanlara ilaveten hırsızlık, zina gibi yüz kızartıcı suçları işlemişerkekler görev alamazlar. Bu sayılanların dışında buğdayı yıkarlar, odun taşırlar, ateş yakarlar,hırısi’nin yapımında yardım ederler.Yardım edecek kadının (abdestli)olması ,aybaşı halinde olmaması,hakkında bir dedikodu bulunmaması,kocasından boşanmış olmaması, doğumdan sonra kırk günü doldurmuşolması gereklidir. Kadınlar dinin tamamiyle dışında tutulurlar.Bu nedenle de cemaat namazına katılamazlar.

Ehl-i Beyt aşıklarınca büyük bir şevk ve coşkuyla kutlanan Mübarek Gadir Hum bayramı buradaki Alevilerin icat etmişolduğu bir bayram değidir. Bilakis İslam ülkelerinin büyük bir kesiminde bu bayram 1400 küsür yıldan beri kutlanmakta ve o gün tatil yapılmaktadır. Bu mübarek günde kurbanlar kesilir, büyük kazanlar kaynatılır ,yemekler pişirilir,fakir-yetim ve muhtaçlara yardımlar yapılır,Kur’an-ı kerim okunur,ibadet,zikir ve dua edilir,büyüklerle evliyalar ziyaret edilir,kısaca iyilik,hayır,yardımlaşma ve kardeşlik namına ne varsa yapılır.Aslında Gadir Hum biatı o kadar geniş ve derin hakikatler içermektedir ki onu kısaca anlatmanın imkanı yoktur.Ancak olayın kısaca tarihine bakacak olursak;

Hicretin 10.cu Miladinin ise 632 yılında Hz.Muhammed (s)hac mevsiminde ,son veda haccını ifa edeceğini duymuş ve katılmak isteyen Müslümanları hacca davet etmiştir.Medine ,Mısır,Irak,Yemen,Mekke ve çevre illerden 130 bine yakın Müslüman toplanmıştır.Bu kocaman kitleye Nebi(s) Efendimiz hac ibadetini eda edip Kâbe’den ayrıldı.Dönüşte Mekke ile Medine arasındaki Cuhfe yöresine Gadir Hum denilen yeşil bir vadiye geldiler .orası tüm hacıların yollarının ayrıldığı bir kavşak konumundadır.o gün Zilhicc’nin 18’inde şiddetli bir yaz sıcağıhakimdi.Kafilenin ilerisinde olanlar geriye çağırıldı ,geride olanlarda ileriye alındı.Hepsi bir arada toplanınca Resulallah (s) efendimiz olanlarla beraber öğle ve ikindi namazlarınıcemaatle kıldı .Sonra Hz.Cebrail(a.s)tarafından Mâide suresinin 67.ayetiyle indi:

“Ey Peygamber!Rabbinden sana indirileni insanlara açıkla ,bunu yapmazsan şayet peygamberlik vazifeni yerine getirmiş sayılmazsın .Allah seni insanlardan koruyacaktır”

O mahşeri kalabalığı iyice görüp ve sesini duyurmak için Hz.Peygamber (s) deve eyerlerinden yapılan ve minberi andıran yüksek yere çıkıp şöyle buyurdu:” Yüce rabbime hamd-u senalar olsun ,olabilir ki ,yakın bir zamanda mevlam beni yanına çağırır ve aranızdan ayrılabilirim.Hem ben,hem de sizler sorguya çekileceksiniz.Yarın mahşer gününde benim hakkımda ne diyeceksiniz? Hep bir ağızdan;görevini yerine getirdiğine ve Allah yolunda cihad edip peygamberliğini tebliğ ettiğine şehadet edeceğiz dediler.Peki allah’ın birliğine ,benimpeygamberliğime ,cennet,cehennem ve hesap gününe inanıyormusunuz? Toplucabunların hak olduğuna inanıyoruz dediler .Resulallah (s) o zaman ellerni göğe kaldırarak üç kez ;Şahit ol allahım! buyurdu….


Daha sonra; aranızda paha biçilmez iki büyük emanet ve vasiyetim olan Kur’an-ıKerim ve Ehl-i Beyt’imi bırakıyorum ,bakalım benden sonra bunlara nasıl muamelede bulunacaksınız?Yüce rabbim ikisinin kıyamete kadar birbirinden ayrılmayacağını bana bildirdi.Sakın ola ki ,ne bunların önüne geçin ne de gerisinde kalın ,yoksa helak olursunuz.

Sonra Hz.ali’nin elinden tutarak onu yanına aldı ve herkesin görüp duyabileceği bir biçimde buyurdu ki :Ben kimin Mevlası isem Ali de O’nun mevlasıdır .Allah’ım o’na dost olana dost ,düşman olana düşman ol.O’na yardım edene yardımcı ol ,O’nu yalnız bırakanı ,yalnız bırak ve hakkı daima O’nunla beraber kıl!,


Şiiler, halifeliğin Hz. Ali’nin hakkı olduğunu iddia ederlerken başka deliller getirmeye çalışırlar


Bu hadisiŞiiler yanlış aksettiriyor ve farklı şekilde yorumluyorlar. Peygamber’in (a.s.m.) Gadir Hum’da sözünü ettiği “velayet” Şiilerin kastettiği halifelik manasında değil “dost” manasındadır. Nitekim Hz. Ali’nin torunu Hasan el Müsenna bu hususta şöyle der: “Resulullah (a.s.m.) bununla halifeliği ve sultanlığı kastetmedi. Öyle demek isteseydi bunu açıkça söylerdi. Çünkü Resulullah (a.s.m.) Müs-lümanların en fasih ve en açık konuşanıdır.”

Yine Hz. Ali’nin, Basra’da kendisine “Halife olman için Resulullahın halifeliği sana bıraktığına dair bir ahdi ve selahiyeti mi var, yoksa kendi görüşüne göre mi hareket ediyorsun?” şeklindeki bir soruya: “Hayır, yoktur. Vallahi ben Resulullah’ı ilk tasdik ve iman eden kimseyim, onun adına ilk yalan söyleyen kişi olamam. Eğer Resulullah’ın halifeliği bana bıraktığına dair bir ahdi olsaydı, Ebubekir’in de Ömer’in de onun minberine çıkmasına izin vermezdim. Onlara karşı koyacak hiçbir gücüm olmasa, ellerimle mücadele ederdim.
demiştir.



Tarihte çığır açan mübarek Gadir Hum bayramını kısaca arzetmeye çalıştım

.BayramınızKutlu olsun aziz hemşerilerim .hoşca kalın.

Bu dinde ayrılık en büyük illet

Ayrılık nerede orada zillet ,

Ayrılık çıkarsa yıkılır millet

Yaraya merhem sürelim kardeş



Araştırmacı:Fahrettin Saraç

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder