BULGARİSTANI KURAN OKUL ROBERT KOLEJİ


BULGARİSTANI KURAN OKUL ROBERT KOLEJİ

             

Açılışından 1905–1909 yılı sonuna kadar Robert Kolej’e kaydolan 8544 öğrencinin 2.729’u ermeni, 1971’i Bulgar, 2437’si Rum,17’si Türk, geriside Avrupalı ve Amerikalıdır.

 

Robert kolejde ve diğer Amerikan okullarında Türkiye’ye ve Türk evladına ne gibi tuzakların kurulduğu gene Amerikan Board’ın bir yan kuruluşu olan T.M.A.S. raporlarına dayanarak dikkatinize sunmak istiyorum.

 

Türklerin Türklere, Rumların Rumlara ya da Ermenilerin Ermenilere propaganda yapmasının daha etkili ve inandırıcı olacağı ifade edilerek her millete kendi adamlarının vasıtasıyla incili ve Kuran’ı nakletmesidir.

 

ÖNCE CAMİDE İBADET EDİYORLARDI

Raporun takip edilen bölümünde başlangıçta kılavuz vaiz yetiştirilmesi gerektiği belirtilmekte, daha sonrada kılavuz vaizlere yardımcıların yollanması tavsiye edilmektedir. Sözü geçen raporda önce Camide ibadet eden 5 talebenin şimdi Hz: İsa’ya duaya hazırlandıklarını, bunlardan birinin seminerde Türkçe öğretmenliği yaptığını, ötekinin Pfander’in İslami mübahase ile ilgili eserini Farsçadan Türkçeye çevirdiğini belirtmektedir.

 

Robert Kolej’den mezun olan öğrenciler, Osmanlı imparatorluğu’nun muhtelif bölgelerindeki diğer Amerikan okullarına tayin edilmişlerdir.

 

Mezun olan ilahiyat talebelerinden birinin Asuri Misyonu’na gittiğini, bir başkasının öğretmen ve vaiz olarak Kayseri’ye yollandığını, iki kişinin Harput ve Bilecikte, beşincisinin de Türkçe, Ermenice, Bulgarca, Rumca ve İngilizce bilmesi sebebiyle Bulgaristan’da görevlendirildiğini yazmaktadır.

      

Robert Kolej, Amerika Birleşik Devletleri’nin Türkiye’de kurduğu en mühim kültür, siyaset ve eğitim kurumudur. Amerika bu kolej vasıtasıyla yüz yılı aşkın bir süreden beri bizim kültürümüzle savaşırken, bir kaç Osmanlı vilayetinden ibaret olan Bulgaristan’ın müstakil bir devlet olarak ortaya çıkmasını temin etmiştir. İmparatorluğun gayri Türk gençlerini Türk düşmanı, birer ayrılıkçı, olarak yetiştirmiştir. Ve hepsinden önemlisi Özenle eğittiği idareci sınıfı, yazar, gazeteci, sanat ve bilim adamlarını kullanarak Türkiye’yi denetim altında bulundurmuştur.

 

ROBERT KOLEJ OLMASAYDI BULGARİSTAN OLMAZDI

 

Hobkins, Robert Kolej’in 1877 ‘de Türk idaresinden kurtulan Bulgaristan’a yardım ettiğinden bahsetmektedir

 

Robert Kolej, Bulgaristan Devletini kurmak için hazırlanan Bulgar talebelerini de Hıristiyan terbiyesi, Hıristiyan maneviyatı ile yetiştirdi. Mekteple Bulgar tarihi arasında tam bir birlik vardı. Türk’leri kuşkulandırmamak için okula silik bir isim koymaya karar verdik. Teşebbüsümüze yardım eden ve bize para bulan Dr. Robert’in adını verdik…

      

Kolej, 1864’ten itibaren Bulgar öğrencilere ayırdığı kontenjanı her yıl artırmış, ihtilalci fikirlerle yetiştirilen gençler Balkan isyanlarının elebaşları olmuşlardır.

      

Robert Kolej 1863–64 yılında eğitime açılmasına rağmen 1901–1902 yılına kadar okula bir tek Türk öğrenci dahi kaydedilmemiştir. Bir yıl sonra 1902–1903 yılında 17 Türk çocuğunu kayıtlı öğrenciler arasında görüyoruz. Ayni öğretim döneminde bir Türk çocuğu da okuldan mezun olmuştur. Okula ne zaman kaydolduğu bilinmeyen Bu Türk çocuğunun Tevfik Fikret’in daha sonra papaz olan oğlu Haluk olabileceğine dair tahminler vardır. 

 

OKULA TÜRK GİRER FAKAT TÜRK ÇIKMAZ  

Robert kolejde okuyan Müfide Ferit Tek, Wasburn gibi, tıynetsiz papazların yönettiği bu Amerikan karargâhında. Beyin yıkama propagandasının yapıldığını Pervaneler isimli romanında şu veciz cümleyle özetlemiştir.

 

Gerçekte buraya “Türk giremez demek doğru değildi, Türk girer fakat Türk çıkamaz”

Osmanlı topraklarında Osmanlı Devleti aleyhine eylemci ve hatta isyancı yetiştirecek kadar pervasız ve Osmanlı yönetimini  yıkıp, yerine Avrupa taraftarı  bir idare getirmeye teşebbüs edecek  kadar da cesur olan bu kolej Türk çocuklarını dini ayinlere katılmaya mecbur tutacak kadar da cüretkardır! Amerikan misyonerleri bu cüretkârlıklarıyla yalnız Türklerin değil Osmanlı Hıristiyanlarının da huzurunu kaçırmışlardır.

     

Rober Kolej’in eğitime açılmasıyla birlikte İmparatorluğun Ermeni tebası, Protestan propagandasının inançlarına saldırmasından yakınmaya başlamıştır. Ermeni gazetelerinde kolej idaresine ateş püsküren seri yazılar yayınlanmış, hatta Ermeniler Robert Kolejini tel’in etmek için yürüyüş bile tertiplemişlerdir       

  

Bu gelişimler üzerine Ermenileri ikna etmekle görevlendirilen okul yöneticilerinden George Washburn, kadim ermeni kilisesinin endişe etmemesini söylerken kolejin hedefini de şu cümlelerle açıklamıştır:

 

“Bu kolej sadece şu hususu gerçekleştirmek için kurulmuştur, o da Türk halkına Hıristiyan eğitimi vermektir.”

 

Amerikan misyonerlerinin Balkanlar’daki çalışmaları Atina’nın da dikkatinden kaçmamıştı. Amerikan Board ajanlarının  Balkanlarda  Rumluğa karşılık Bulgarlık hortlatmak  istediğini tespit eden Yunan Başkenti, bu gelişmeyi siyasi hedeflerine  aykırı bulduğu için  Protestan misyonerlerini Fener Patrikhanesi arcılığıyla  Osmanlı Hükümeti’ne ihbar etti.

     

Ortodoks Rusya da, Protestan Amerika’nın Balkanlar’a yerleşmesini istemiyordu ama, bu muhalefet cephesine rağmen Robert Kolej 1840 yılında Ermeni Keşiş Okulu’nun bir bölümünde faaliyetine başladı, çok geçmeden de Bebek sırtlarında Robert Kolej binalarını inşa edilmesi için izin çıktı

 

Azınlıkların Bu kadar ayyuka çıkan itirazlarına rağmen zehir saçan bu mektebin kurulmasına göz yuman Osmanlı, kendi ırkına da  yapılan açık eylemlere  komplolara  ilgisiz kalmıştır.

 

30 Ağustos 2012 Perşembe  SÖZCÜ gazetesinden

 

“Bir gün, birinci Cihan harbinden sonra Ortadoğu’da kurulan, suni devletlerin halkları ayaklanacaktır. O gün geldiğinde, yeni kurduğumuz Cumhuriyetimizin yöneticileri, bu halkların değil emperyalist güçlerin yanında yer alırsa, ayni akıbete kendileri uğrayacaktır.”

Atatürk’ün 1923 yılında Amerikalı Gazeteci İsaac F.Marcosson’la yaptığı röportajdan.

BİR EYLÜL 1938 TAYFUR SÖKMENİN ANTAKYA TURİZM OTELİ’NDE HATAY GAZETECİLERİYLE SÖYLEŞİSİNDEN

 

Yazardan soru: ATAM, Ortadoğu’da kurulan Suni devletlerin halkları ayaklandı, Türkiye Cumhuriyeti olarak Halk’ların yanında yer aldık, yöneticileri ise Emperyalist güçlerin yanında yer aldı, nasıl bir duruş sergilememiz lazım?

 

Yazardan soru: Komşu Suriye gazeteleri aleyhimizde şiddetli yazılar yazmaktadır. Bu hususta nasıl hareket etmemiz lazım?

      

“Komşu ve dost devlet olan Suriye Hükümeti ve halkı ile ve dahası Arap milleti ile daha büyük ve samimi münasebetler tesis edeceğiz. Bu iki kardeş millet asırlarca bir arada yaşamış birçoklarımızın kanları birbirine karışmış olduğundan, mütarekenin acı ve karanlık günlerinden biraz sonra kabaran fikirler yatışınca şuur ve mantık hislere hakim olmaya başlayınca, bu iki millet kardeş çocukları da gasp edilen hakların geri alınması için yan yana harp etmiş, her türlü mahrumiyetler içerisinde didişerek bu mesut güne kavuşmuştur.

     

Dünyanın her tarafında olduğu gibi Suriye’de de mantık akıl anlayış içerisinde olmayan bazı şahıslar bulunabilir. Bu gibi adamlar daima mensup oldukları kitle içinde yaşadıkları vatana zarar verici ve bulanık sularda balık avlayan insanlardır. Böyle üç beş hırslı ve menfaatperest insanın çirkin hareketi Suriyeli kardeşlerimize beslediğimiz hürmete, sevgiye mani olamaz ve olmamalıdır.

            

Ses Gazetesi 3 Temmuz 2012 Atatürk’e adanan bir hayat. Derleyen Fahrettin Saraç

 

Osmanlı’nın uzattığı “Zeytin dalı” barış çubuğu, sözde soyu sopu temiz, nesli pak olan Arap milliyetçiliğini önleyemedi. Bu gün uzatacağımız barış çubuğu faydalı olurmu? Osmanlı bütün yatırımlarını balkanlara ve Arabistan’a yaptı,

 

Misyoner’ler Araplara Osmanlı düşmanlığını aşılamıştı Osmanlının izlerini silmek için  bütün tarihi yapıları yıkıp yok eden  Müslüman diye bağrımıza bastığımız Araplar, birinci cihan harbinde dağılan Osmanlı askerlerini öldürdüler, Müslüman soydaşlarımız diye bir eve ekmek ve su için uğradığında  karnını yarıp altın aradılar).

 

 Eserlerden Derleyen ve kendi katkılarıyla da yazıyı hazırlayan: Araştırmacı: Fahrettin Saraç

  

Kaynaklar

 

İlknur Haydaroğlu, Osmanlı İmparatorluğu’nda Yabancı Okullar

 

Yorulmaz, “Osmanlı-Fransız İlişkileri Çerçevesinde Osmanlı Topraklarında Açılan          

Fransız Kültür Kurumları s.702.

 

Necmettin Tozlu, Osmanlıdan Günümüze Misyoner Faaliyetleri

 

Yeni Türkiye 701 Osmanlı Özel Sayısı II: Ekonomi ve Toplum, 6/32, Ankara 2000                                                                                                           

 

Necdet Sevinçli Osmanlıdan günümüze Misyoner faaliyetleri Okullar Kiliseler 3 bölüm s–763 31 Aralık 2000

 

Ses Gazetesi 3 Temmuz 2012 Atatürk’e Adanan Bir Hayat

 

30 Ağustos 2012 Perşembe  SÖZCÜ Gazetesi başlığından

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder